![]() |
Türkiye'de bu durum biraz daha farklı. Biz henüz girişimci bir toplum olamadık maalesef. Şu anda girişken toplum dolaylarında seyretmekteyiz. "Yahu kardeşim ne farkı var ha girişimci ha girişken." diyebilirsiniz. Aslında fark şu, parası olanlar girişimci, olmayanlar girişken oluyor. Gelişmekte olan bir ülke için bu durum beklenmedik bir durum değildir. Fakirdik, paramız yoktu, korkaktık, korkak yetişmiştik, harcayacagımız 50 kuruşu iki defa düşünmek zorundaydık. O yüzden sadece girişken olabildik.
Peki bundan sonra ne olacak ? Girişken olarak mı devam edeceğiz yoksa girişimci olarak mı ? Okuduğumuz bölümlere çakılı kalıp at gözlükleriyle mi yaşayacağız yoksa engin denizlere açılıp dünyayı mı keşfedeceğiz ? Korkak mı olacagız cesur mu ? "Bundan 20 yıl sonra yaptıkların değil, yapmadıkların için üzüleceksin, halatları çöz, güvenli limanlardan uzaklara yelken aç, rüzgarı yakala, araştır, düşle, keşfet." diyor Aldous Huxley. Yaşlandıgımızda ah keşke mi diyeceğiz yoksa olsun bunu da yaptık mı ? Geçmiş yıllarınıza bir bakın nelere pişmansınız ? Unutmayın yapmadıklarınız hayatınızda sadece bir hiçtir, yaptıklarınız ise tecrübe.
Bu konu ile ilgili bir anımı anlatayım; Gebze'de bir kablo fabrikasında genel müdür olan bir tanıdıgımı ziyarete gittim. Gittigimde biraz muhabbet ettik, konustuk ve ben aklımdakileri, üniversiteden sonra neler yapmak istedigimden, iş kurmak istedigimden bahsettim. Beni dinledikten sonra çalışmaya basladıgı ilk yıllardaki bir anısını anlattı. Burada çalışmadan önce Kayseri' de bir kablo firmasında çalışırken aynı iş yerinde çalışan bir arkadasıyla konuşup beraber iş kurabileceklerini kablo işini kendilerinin de yapabileceklerini düşünmüşler. Sadece bir faks makinesi alıp çine faks çekerek bu işe başlayacaktık diyor. Şu anda o arkadaşımda baska bir firmada çalışıyor, ara ara buluşuruz ve hep şu muhabbet geçer; "biz o faks makinesini alacaktık."
Son olarak, ulaşmak istediginiz hedefte sizi yolunuzdan çevirmek isteyen, okudugunuz bölümlerle projelerinizi kıyaslayarak şevkinizi kıran, desdek degil köstek olan pek çok insan olacaktır. Simit sarayının kurucusu Haluk Okutur ODTÜ İşletme mezunudur. Bu işi kurmak istediginde "Ne yapacaksın evladım o kadar okul okudun simitçi mi olacaksın ?" diyen pek çok insan olmasına ragmen bu işe girmiştir. Eğer inanıyorsanız vazgeçmeyin. Vazgeçmeyin ki başarınız taktir edilsin. Ne demiş atalar; Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
"Tarih hayal edenleri değil gerçekleştirenleri yazar."